Zaman zaman faşizmin bir sınırı var mıdır diye düşünürüm, oysa faşizmin kendisi böyle bir sınırı olmadığını ve hep daha beterini yapacaklarını o kadar net anlatır ki, benimkisi boş umut olarak kalır yanında.
Türkiye’de hep yasaklı yazarlar ve kitaplar oldu, hatta Salman Rüşdi’nin “Şeytan Ayetleri” kitabının basılması meclis tarafından bile yasaklandı. Bunlar hep matbaanın yasaklı dönemden kalma sorunlar, kitap ve gazeteyi batıdan 300 yıl sonra yayınlarsanız, sonuçta bu zihniyet fazla yadırganmayan bir zihniyet olarak kalır ve meclisin çoğunluğu parayı basan yerli ve milli vatansever salaklarla dolar.
Baktılar ki kitap insanların aydınlanmasına yarıyor, Sabahattin Ali’yi öldürdüler, Nazım’ı, Kemal Tahir’i, Aziz Nesin’i, Rıfat Ilgaz’ı, Çetin Altan’ı ve nicesini hapsettiler, Ümit Kaftancıoğlu ve Uğur Mumcu ve onlarcasını öldürdüler.
Bunlar yetmedi, kitabı halktan korumaları gerekiyordu, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde kitapları, silah ve bombalarla beraber teşhir ettiler. Biz o sıralar Mefailün-failatun ikilemindeyken onlar faili meçhul’ün üzerinde çalışmaya başladılar ve biz kalanlar tesadüfen yaşama devam ettik.
Manisa’da HDP’li arkadaşların evleri basılmış ve onlar terörist diye gözaltına alınmış. Yapılan aramalarda bir de beylik tabanca ele geçirilmiş. Tabanca gözaltına alınan bir arkadaşın dedesine ait ve yasa gereği evin en büyük oğlu olan babasına kalmış. Bizde de var böyle bir tabanca ama biz en büyük olarak Nesin Vakfı Müzesi’ni seçmiştik.
Terörist eşya olarak sadece tabanca kalsa iyi, Selahattin Demirtaş’ın kitaplarıyla beraber çocuk yaşta öldürülen Ceylan Önkul ile Uğur Kaymaz’ın fotoğraflarının bulunduğu bir duvar saati de gözaltına alınmış. Bu yetmemiş, bir de HDP eski eş genel başkanı Figen Yüksekdağ’ın fotoğrafı da gözaltına alınmış.
Yüksekdağ’ın aslı zaten başka yerde tutuklu, şimdi bir de fotoğrafı Manisa’da gözaltında. Ne diyeyim size, bilemedim ki, yoksa siz de Kartal İmam Hatiplileştirdiklerimizden misiniz acep?
Ahmet Nesin 