MERHABA…

Paris’te ilticacı olarak yaşarken 2008 yılında kurmuştum ilk yazı sitemi ve 2016 yılına kadar aralıksız yazılar yazdım. Gazeteciliğin bu türünü ilk kez yapıyordum ve çok da hoşuma gitmişti. Bu kadar hoşuma gitmesinin nedeni neydi diye düşünüyordum geçen akşam ve sonunda buldum. Ben yalnızdım, özgürdüm, yazdığımın hesabını sadece kendime veriyordum ve düşüncelerimden dolayı iktidar dışında kimseye rahatsızlık da vermiyordum. Elbette yazdıklarımı tartıştığım onlarca insan oldu ama sonuçta onlar benim düşüncelerimdi ve tek başına sorumlusu bendim.

Çok kişinin çalıştığı basın yapısına geçince işler pek de öyle gitmiyor, sadece kendinizden değil, başkalarından da sorumlusunuz. Ancak böyle bişeyi ülkenizde faşizm var diye başka bir ülkede yapıyorsanız, onun da hakkını vermek gerekir diye düşündüm hep. 8 yıl tek başıma yazıp, sonra da yine Türkiye dışında elektronik gazete çıkarınca özgürlüğüm devam eder sandım ama yanılmışım.

Bunun dışında -Benim için tabi ki- bir sorun daha vardı, o da demokrasi anlayışı. Benim faşizme karşı anlayışım, o anki faşist yönetimle uyum sağlamayan, ona karşı mücadele eden herkesle yanyana gelmek değil. Bunu bu şekilde söyleyen dünyaca önemli liderler de var ama ben tersini söyleyenlerle birlikte olmayı yeğleyen grubun içindeyim.

Burada önemli bir fark var esasında, bence faşizmin baskısına uğrayan insanlara yada siyasilere destek olmak ayrı bişey, günümüz koşullarında anti-faşist olduğunu söyleyenlerle birlikte hareket etmek ayrı bişey. Bir önemli sorun daha var, o da günümüzde faşizmi uygulayan iktidara karşı mücadele vermek ayrı bişey, o faşizme neden olan sisteme karşı mücadele etmek ayrı bişey. Ben hep kendi görüşüme yakın insanlarla birlikte mücadele etmeyi ve faşizme neden olan sistemi yok etmeyi hedefledim.

Bu tartışmalara 2 konuda örnek verebilirim, ben Kürt sorununun çözülmesi için önce sosyalizmin kurulmasını beklemenin yanlış olduğunu söyleyenlerdenim ve bu tartışma hâlâ günümüzde az da olsa yapılıyor. İkincisi Türkiye’ye önce barış mı lazım, demokrasi mi diyenler arasında da barış olmadan demokrasiyi getiremezsiniz diyen taraftayım, çünkü barış gelmezse zaten getirdiğinizi zannettiğiniz şey demokrasi olmaz.

Başlangıç yazımı (Esasında bir devam yazısı) uzatmak istemiyorum, bundan sonra her Salı ve Cuma sitemden yazılarıma kavuşacaksınız. Bunlar dışında önemli durumlarda kısa yada orta uzunlukta analizler de yazacağım. Anlayacağınız kendimce başa döndüm ve hep beraber hoşgeldiniz.

Ayrıca programlarımı da aşağıdaki linklerden izleyebilirsiniz:

TikTok:

(4)Ahmet Nesin (@ahmetnesin1) TikTok | Ahmet Nesin adlı kullanıcının En Yeni TikTok Videolarını İzleyin

YouTube Kanalı:

Ahmet Nesin – YouTube

Birisi “MERHABA…” üzerinde düşündü

  1. Net ve öz bir bakış ile ifade edilmiş, açık ve güçlü bir duruş olmuş…
    Tamamen katılıyorum ile duygu ve düşüncemi , içtenlikle iletiyorum…
    Umutla kalalım.
    Selam ile.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: