“Halk onu istiyor”
“Anketlerde en çok oyu o alıyor”
Buna benzer bisürü tümce yazabilirim ama siz ne demek istediğimi anladınız. Senaryo çok kolay gibi gözükse de esasında karmaşık yada satranç gibi. Satranç gibiden neyi kastediyorum, anlık hareketler dediğiniz yada sandığınız şeyler, esasında çok önceden planlanmış ama bunu hepsini gördükten sonra çözümleyebiliyorsunuz.
Önce daha önce de olduğu gibi ve Ethem Sancak’ın dediği gibi ABD Recep Tayyip Erdoğan ve beraberinde AKP’yi çok önceden hazırlıyor.
- Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanı olması için çok basit bir plan yapılıyor. CHP, SHP ve DSP sosyal demokrasi ve demokratik sol adına 3 adayla yarışa giriyor ve kimsenin hesaplamadığı Erdoğan belediye başkanı seçiliyor.
- Erdoğan Siirt’te okuduğu bir şiir yüzünden mahkum oluyor ve belediye başkanlığı görevinden alınıp, hapse konuluyor.
- Erdoğan hapse girince bütün gözler o tarafa çevriliyor ve sol dahil düşünce özgürlüğü nakaratlarıyla Erdoğan’ı destekliyor.
- Erdoğan hapiste kral gibi yaşıyor ve yeni parti çalışmalarına başlıyor. Hapse girmesindeki amaç basın özgürlüğüyle beraber Necmettin Erbakan’dan daha çok konuşulur noktaya gelmesi ve bunu başarıyorlar.
- İlk olarak Erbakan’ı kongreyle devirmek planı uygulanıyor ama Erdoğan kazanamayacağı seçime girmeyeceğinden Abdullah Gül, Recai Kutan karşısında aday oluyor ancak çok oy almasına karşın kaybediyor.
- O tarihlerde Erbakan siyasi yasaklı duruma geldi ve ayrıca Kayıp Trilyon Davası’ndan mahkum oldu ve bir anlamda itibar kaybetti.
- Erdoğan da yasaklı olduğundan Abdullah Gül ve arkadaşları AKP’yi kurdular ve seçime hazırlandılar. O dönem ilginç bişey oldu, işadamı Cem Uzan bir parti kurdu ve % 8 civarında oy alarak Doğru Yol, ANAP ve MHP’nin meclise girmesini önledi. Bu durumda % 34 oy alan AKP meclisin %60 gibi bir çoğunluğunu elde etti.
- Plan tam olarak tutmuştu ve Erdoğan’ın cezası affedilmeliydi ve bunun için Deniz Baykal elinden geleni yaptı. Ayrıca unutulmaması gereken bir başka olay, hırsız Jet Fadıl (Akgündüz) o dönem bağımsız vekil seçildi. Seçim sonuçları 1 AKP, 1 CHP ve Jet Fadıl olarak sonuçlansa da iptalden sonra 3 AKP’li olarak sonuçlandı.
- Daha sonra AKP iktidarı hem kendi içinde çatırdamaya başladı, hem de AKP’nin merkez sağ olmadığı ortaya çıktı. Ayrıca derin devlet de Avrasya ve NATO’cular diye bölünmüştü zaten. Bu dönemler ve hâlâ Erdoğan askeri çok iyi kullanıyor denilirken, sırayla 2 askeri grup da Erdoğan’ı çok iyi kullandı.
- Bu arada MHP’de de sorunlar oluştu ve Meral Akşener partiden ayrılarak İYİ Parti’yi kurdu. Derin devlet böylece hem MHP hem de İYİ Parti üzerinden çalışmak için kimi ülkücüleri de Akşener’in yanına gönderdi. Meral Akşener buna izin vermedi ve önce Ümit Özdağ ayrıldı, arkasından kimi eski ülkücüler pasif göreve getirildiler.
- Derin devlet Erdoğan’ı silmek istiyor ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı yavaş yavaş kesinleşmeye başlayınca bunu frenlemek için yollar denemeye başladı.
- Ne Mansur Yavaş, ne de Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine konuşmazken, anidenbire anketler onların üzerinden yapılmaya başlandı. Kimileyin İmamoğlu, kimileyin de Yavaş öne çıksa da ilginç bir şekilde Kılıçdaroğlu onları önce zorladı, sonra da geçmeye başladı.
Tekrar başa dönelim:
“Halk onu istiyor”
“Anketlerde en çok oyu o alıyor”
Oysa onlar aday olacaklarını söylemeden, yani halk da böyle bişey demeden onların adları halka sorulmaya başlandı.
1-2 ay önce derin devletin Kılıçdaroğlu’nun adını çizdi diye bir yazı yazıp, bir de program yapmıştım. Kimseye pek inandırıcı gelmedi ama sonunda biyerden patladı ve başka bir parti kuran Ümit Özdağ başka bir partinin belediye başkanını aday göstereceğini açıkladı ve bugün çıktığı bir TV kanalında:
“Halk onu istiyor”
“Anketlerde en çok oyu o alıyor”, diye bir açıklama yaptı.
Derin devletin Kılıçdaroğlu’na karşı yeni sloganı “Seni başkan yaptırmayacağız”
Yukarıdaki şıklara eklenecek daha çok satır var ama bunların toplamı bir doktora tezi gibi esasında.
Tutar mı bilemem ama en az 1-2 ay artık bunu tartışacağız ve kimse Kılıçdaroğlu için Alevilik ve Kürt sözcüklerini ağzına almayacak.