Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
T.C.
YARGITAY
- Ceza Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2021/5283
Karar No : 2022/2591
Tebliğname No : 16 – 2020/67236
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi
Tarihi : 23.06.2020
Numarası : 2019/1553 – 2020/495
İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2019 tarih ve
2019/171 – 2019/322 sayılı kararı
Sanık : Canan KAFTANCIOĞLU
Suç : Silahlı terör örgütü propagandası yapmak, Kamu
görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret,
Cumhurbaşkanına hakaret, Türkiye Cumhuriyeti Devletini
alenen aşağılamak, Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik
etmek
Suç tarihi : Silahlı terör örgütü propagandası yapmak; 11.01.2013
Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret;
02.08.2014
Cumhurbaşkanına hakaret; 20.10.2014
Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak;
12.07.2014
Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek; 03.11.2016
Hüküm : 1-) Silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan;
3713 sayılı Kanunun 7/2, 7/2-2. cümlesi, 53,
2-) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret
suçundan; TCK’nın 125/3-a, 125/4, 43/1, 53,
3-) Cumhurbaşkanına hakaret suçundan; TCK’nın 299/1-2,
43/1, 53,
4-) Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak
suçundan; TCK’nın 301/1, 43/1, 53,
5-) Halkı kin ve düşmalığa alenen tahrik etmek suçundan;
TCK’nın 216/1, 43/1, 53,
maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet kararlarına ilişkin
istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
Temyiz edenler : Sanık müdafileri
Tebliğnamedeki düşünce : Onama, Düzeltilerek Onama, Bozma
Esas No : 2021/5283
Karar No : 2022/2591
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
Bölge adliye mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine
göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Tayin olunan cezaların süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından, sanık
müdafiilerinin duruşma istemlerinin CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe
içeriğine göre yapılan incelemede;
I-)Sanık hakkında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ve Türkiye
Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine
yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın, Twitter adlı sosyal medya platformunda bulunan ve herkesin erişimine
açık olan, kendi kullanımında olduğunu kabul ettiği Canan Kaftancıoğlu@ccanannnn
kullanıcı isimli hesabı üzerinden; 31.05.2013 tarihinde duvarın üzerine “O… Ç… TAYİP!”
yazılı görsel bulunan “günün özeti. Ben yazmadım miki yazdı!”, 26.12.2013 tarihinde
“RTE ‘asıl hedef benim’ diyor, hedef değil asıl hırsız sensin!”, 23.03.2014 tarihinde “Şiştt
sessiz olun RTE kapattığını sanıyor. Salak!…”, 02.08.2014 tarihinde “Kılıçdaroğlu: Alevi
Demirtaş: Zaza Erdoğan: Hırsız” şeklindeki paylaşımları dışındaki diğer paylaşımlarının
kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret; yine 25.08.2013 tarihinde, “Sahi devlet
katil olmak yerine kahraman olmayı seçseydi ne güzel olurdu!”, 12.07.2014 tarihinde
“…Derin devlet diyerek olaya mistizm katıyor ve asıl devleti aklıyoruz aslında. Bu
cinayetleri devlet işledi…!”, 12.05.2014 tarihinde “… Hrant’da da dinlememiş miydik?
Boşuna demiyoruz devlet katil değil seri katil diye. Öfkeliyim çok!”, 11.03.2014 tarihinde
“Devlet katil değil seri katil.. #HoşçakalBerkinim” şeklindeki paylaşımları dışındaki diğer
paylaşımlarının ise Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama suçlarının unsurlarını
oluşturmadığı gözetilmeden hükme esas alınması sonuca etkili görülmemiş; bölge adliye
mahkemesi ve ilk derece mahkemesinin gerekçeli karar başlıklarında Türkiye
Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama suçu yönünden suç tarihinin, suçun zincirleme
olarak işlenmesi nedeniyle anılan suçu oluşturan son paylaşımın yapıldığı tarih olan
“12.07.2014” yerine “19.01.2015” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası
olarak kabul edilmiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükümlere
esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda
ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak
sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve
çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda
öngörülen suç tiplerine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle
uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri
nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının
esastan reddiyle hükümlerin ayrı ayrı ONANMASINA,
Esas No : 2021/5283
Karar No : 2022/2591
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
II-)Sanık hakkında Cumhurbaşkanına hakaret suçundan kurulan mahkumiyet
hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas
alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri
sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak
sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve
çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda
öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla; sanık müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri
sürdükleri aşağıda belirtilenler dışındaki sair nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın
302/1. maddesi gereğince reddine, ancak;
1-) Sanığın, Twitter adlı sosyal medya platformunda bulunan ve herkesin erişimine
açık olan, kendi kullanımında olduğunu kabul ettiği Canan Kaftancıoğlu@ccanannnn
kullanıcı isimli hesabı üzerinden 20.10.2014 tarihinde “Nasıl söylesem ama, ilk harflere
baksana… “Hırsız Tayyip”…” şeklindeki paylaşımı dışındaki diğer paylaşımlarının
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden, eylemin
zincirleme suçu oluşturduğunun kabulü ile TCK’nın 43. maddesi uygulanmak suretiyle
yazılı şekilde fazla ceza tayini,
2-) Bölge adliye mahkemesi ve ilk derece mahkemesinin gerekçeli karar
başlıklarında Cumhurbaşkanına hakaret suçu yönünden suç tarihinin anılan suçu oluşturan
paylaşımın yapıldığı tarih olan “20.10.2014” yerine “12.10.2017” olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde
görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, ancak sanığın yargılama
sürecinde dosyaya yansıyan davranışları da nazara alındığında bu hususlar yeniden
yargılamayı gerektirmeden CMK’nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün
bulunduğundan, bölge adliye mahkemesi ve ilk derece mahkemesi gerekçeli karar
başlıklarında yer alan suç tarihi kısmından “12.10.2017” ibaresinin çıkartılarak yerine
“20.10.2014” ibaresinin yazılması, hükmün C bölümünde yer alan zincirleme suç
hükümlerinin uygulanmasına ilişkin ikinci maddesinin hükümden çıkartılarak “1 yıl 16
ay” olarak hükmedilen sonuç hapis cezasının “1 yıl 9 ay” hapis cezasına indirilmesi, “ve
sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak TCK’nın 50, 51,
CMK’nın 231. Maddelerinin” tümcelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna
uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-) Sanık hakkında silahlı terör örgütü propagandası yapmak ile halkı kin ve
düşmanlığa alenen tahrik etmek suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik
temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-) Silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçu yönünden yapılan incelemede;
3713 sayılı Kanunun 7/2. fıkrasında tanımlanan terör örgütünün propagandasını
yapma suçunun unsurları 11.4.2013 tarihli 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile
değiştirilerek ”Terör örgütünün, cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru
gösterecek veya övecek şekilde” propaganda yapmayı yaptırıma bağlamıştır.
Terör örgütü propagandası yapma suçunun oluşması için; Terör örgütü ile ilgili bir
öğretinin, düşüncenin veya inancın başkalarına tanıtılması, benimsetilmesi ya da
Esas No : 2021/5283
Karar No : 2022/2591
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
yayılması amacıyla yapılmasının yanında terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren
yöntemlerini meşru gösterecek, bu yöntemleri övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı
teşvik edecek şekilde yapılması gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olayda; Twitter adlı sosyal medya
platformunda bulunan ve herkesin erişimine açık olan, kendi kullanımında olduğunu
kabul ettiği Canan Kaftancıoğlu@ccanannnn kullanıcı isimli hesabı üzerinden
11.01.2013 tarihinde “İnsanlık tarihi kadın ile başlar. İnsanlık kadına yapılanlarla
kaybeder demiş Sakine Cansız. Ve insanlık yine kaybetti.” şeklinde paylaşımda bulunan
ve 27.04.2019 tarihinde Habertürk isimli televizyon kanalında katılmış olduğu “Gerçek
Fikri Ne” isimli programda da bu konudaki düşüncelerinin aynı olduğunu belirten sanığın
eyleminin 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde yazılı silahlı terör örgütünün
propagandasını yapma suçunu oluşturmayacağı gözetilmeksizin, beraati yerine delillerin
değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
2-) Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suçu yönünden yapılan
incelemede;
a-) Somut bir tehlike suçu olarak 5237 sayılı TCK’nın 216/1 maddesinde
düzenlenen ve kamu düzenini, toplum huzurunu/barışını himaye eden, esas itibariyle
nefret söylemini sınırlandırmayı hedefleyen halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçu;
halkı, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak birbirine karşı kamu
düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik
edilmesini cezalandırmaktadır.
Mahiyeti ve yapısı itibariyle Anayasanın 26., AİHS’nin 10. maddeleri ile teminat
altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti bağlamında suç tanımında gösterilen
hassasiyetin uygulamada da gözetilmesinde zaruret bulunduğundan, kamu düzeni ve
toplum huzurunu korumak gibi meşru bir amaca yöneldiğinde kuşku bulunmayan
müdahalenin, demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyaçtan kaynaklanıp
kaynaklanmadığının ve hakkın özüne dokunmadan ölçülü/orantılı bir müdahale olup
olmadığının olaysal olarak mahkemece değerlendirilmesi gerekir.
Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere; suçu oluşturan “tahrik”, soyut saygısızlık
ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya
veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. Fail sübjektif olarak
da bu amacı gütmeli, halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmelidir. Bu kapsamda salt yüz
çevirme, soyut bir red veya saygısızlık ifade eden bir davranışta bulunma veya bu yönde
sözler sarfetme, suçun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Fiilin suç teşkil etmesi
için bunların ötesinde, ağır ve yoğun bir tarzda kin ve düşmanlığa tahrikin var olması
gerekir. Diğer bir tabirle etkili bir şiddet çağrısı ya da nefret söylemi içermelidir.Failin
fiili, adet ve şahıs olarak muayyen olmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret
duygularının oluşumuna veya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunmalıdır.
Kin ve düşmanlık; “husumet beslenen konuya karşı tasarlayarak zarar vermeye, öç
almayı gerektirecek şiddette nefret duymaya yönelik hareketlerin zemini oluşturan
psikolojik bir hal” olarak açıklanabilir, “kin ve düşmanlık” ibaresinin anlamı da dikkate
alındığında sadece “şiddet içeren ya da şiddet tavsiye eden tahrikler” madde kapsamında
Esas No : 2021/5283
Karar No : 2022/2591
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
değerlendirilebilecektir.
Türk Ceza Kanunun 216. maddesinde yer alan düzenleme, doğrudan ifadenin
içeriğini hedefe alarak bir sınırlama öngörmemektedir. İfadenin iletişimsel etkisinin
muhatapları üzerinde yarattığı varsayılan etkiyi değil, somut vakıada kullanılan ifadenin
yaratmış olduğu etkiyi dikkate almaktadır. (Terörizm ve İfade Özgürlüğü Paradoksu,
Yard. Doç Dr. Kemal Şahin, Sy.339) Kamu güvenliğinin bozulması tehlikesinin somut
olgulara dayalı olarak varlığı gereklidir. Bu tehlike, somut bir tehlikedir. Somut tehlikenin
gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken failin söz ve davranışlarının neden olduğu
tehlike neticesine bakmak gerekir. Hakim, kullanılan ifadeler dolayısıyla bu tehlikenin
gerçekleşip gerçekleşmediğini, dayanak ve noktalarını göstermek suretiyle belirleyecektir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olayda; muhalif kimliği ile de bilinen
sanığın, Twitter adlı sosyal medya platformunda bulunan ve herkesin erişimine açık olan,
kendi kullanımında olduğunu kabul ettiği Canan Kaftancıoğlu@ccanannnn kullanıcı
isimli hesabı üzerinden farklı tarihlerdeki gündeme ilişkin olaylarla ilgili yapmış olduğu
paylaşımlarının bütünü nazara alındığında; esas itibariyle objektif ve tarafsızlıktan uzak,
incitici, saygınlığı zedeleyici, rahatsız edici sözlerinin suçun unsuru olan açık ve yakın
tehlike hususu da nazara alındığında 5237 sayılı TCK’nın 216. maddesinde yazılı halkı
kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suçunu oluşturmayacağı gözetilmeksizin, beraati
yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde
mahkumiyetine hükmedilmesi,
b-) Kabul ve uygulamaya göre de;
Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçundan davaya katılma hakkı
bulunmayan Dursun Acet, Emin Karabıyık, Ebubekir Demircan, Ekrem Çakır, Ekrem
Demircan, Elif Pilavcı, Emin Bayar, Emrah Aras, Cengiz Özdemir, Orhan Alakbarov,
Servet Acun, Bülent Baki, Mustafa Atlı, Kani Yeşilyurt, Mehmet Özer, Ahmet Ziyaüddin
Köseler ve Ahmet Yiğit Yıldırım lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde
görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019
tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik
5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 37. Ağır Ceza
Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza
Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
M. Şentürk H. Yüksel N. Durmaz K. Zeybek F. Şener
Başkan Üye Üye Üye Üye
Esas No : 2021/5283
Karar No : 2022/2591
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
Kararına Uygundur. N.S.
Yazı İşl. Md.