KAN DAMLIYOR…
DAVUTOĞLU’NUN 10 MADDESİNDEN DE
KAN DAMLIYOR…
8 Şubat 2016
Önceki gün Belçika’daki Med Nuçe TV’ye davetliydim. Televizyon kanalından içeri girer girmez canlı yayına çıktım. Programı sevgili Erdal Er sunuyordu. 1 gün önce Paris’e gelmiş arkadaşımla uzun uzun konuşmuştuk. Cemil yılların deneyimine karşın bırakın yarını, yarım saat sonra ne olacağını bile kestiremiyordu. Esasında hepimiz aynı durumdaydık, yarım saatte bir trajikomik bir olayla karşılaşıyorduk.
Paris’ten trene bindim ve Brüksel’e geldim, son 24 saat içinde olanları takip edemedim. Erdal Er, HDP eş genel başkan yardımcısı Alp Altınörs ile konuşuyordu. Yarım saatlik gecikmeyle ben de katıldım canlı yayına ama sanki Türkiye’de yaşamıyordum da, konuştuklarını bir turist gibi izliyordum.
Cinayetlerden sorumlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ekvator’a gitmiş ve orada konuşma yaparken protesto edilmiş. Sen misin protesto eden, insan azmanı korumalar kadınlara saldırmış, kafa-göz, tekme-sille dalmışlar. Ben Erdoğan için epileptik davranış biçimi var, bu hastalıkla cumhurbaşkanlığı yapamaz demiştim ama sanırım o yanındaki korumaları da aynı hastalıklılardan seçiyor. Aynen o toplantıda da bir “One minute” olayı yaşanmış ve film kopmuş.
Düşündüm de, ben seçmesem bile ama demokratik ama hileli bir şekilde seçilen bir cumhurbaşkanının beni dünyaya bu kadar rezil etme hakkı var mı acaba!.. Bu konuda bir dava açabilir miyim, anayasa mahkemesine bireysel bir başvuru yapsam nasıl bir yanıt alırım?..
Neyse ben yoldayken Ahmet Davutoğlu da 10 maddelik mega programını açıklamış. Mega programın ne kadar ciddi ve elle tutulur olduğu dinayet başkanının dualarıyla açılmasından belli zaten. Bir gün sonra Atilla Keskin’le sevgili Koray Düzgören’in programına katılacağımdan, Davutoğlu’nun açıklamasının çıktısını alıp verdi bana.
Sanırım 10 mahalleden siyasetle fazla haşır neşir olmayan 10 genç yazsaydı Kürt sorununun çözümünü daha iyi yazardı. Önceki gece mega programını okuyamadığımdan sadece şunu söyledim: “Benim Davutoğlu’nun yeni bir barış programına inanmam için, bu programı Mardin’de değil, abluka altındaki Sur yada Cizre’de yapması gerekiyor. Hatta bodrumda mahsur kalan yaralıların evine giderek ve onları tedaviye göndererek böyle bir açıklama yapmalı, yoksa bana inandırıcı gelmez…”
Neyse biri ileride yayınlanacak 3 programa çıktıktan sonra uçağa atlayıp eve geldim. Kafamda yeni yazı tasarlıyordum ki yaralıların olduğu bodruma baskın yapılmış ve ilk belirlemelere göre 60 insan katledilmiş. Oturduğum yere mıhlandım, oysa bunun olabileceği haberi de gelmişti sabah ama insan kimileyin inanmıyor yada inanmak istemiyor. Düşmanım diye belirlediğin insanda bile bişeyler arıyorsun, bu kadarını yapamaz, sonunda bir profesör diye bakıyorsun.
İşte Davutoğlu’nun açıkladığı mega projeden benim anladığım:
- Kürdistan’da kımıldayan her şeye ateş açılacak…
- Avuç kadar çocuklar öldürülecek ki aileler ürksün…
- 10-18 yaş arası çocuklar öldürülecek ki ilerde PKK’li olmasınlar…
- Hamile kadınlar öldürülecek ki PKK’li doğurmasınlar…
- İnsanların ölüleri günlerce sokakta bekletilecek ki, bunu görenler birden Türkleşsinler…
- Bütün evler yakıp, yıkılacak ki oradaki ölülerin üzerine TOKİ yapılsın…
- Dedeler öldürülecek, çünkü oğlu PKK’li olabilir…
- Onca cinayetten sonra insanlar göç etsin ki, olası bir erken seçimde AKP daha fazla vekil çıkarsın…
- Ölüler üzerine seçim kazanılsın ki Erdoğan başkan olsun…
- Erdoğan başkan olsun ki bu mega projeyi açıklayan Ahmet Davutoğlu bundan sonra sadece avucunu yalasın…
Sizce iyi anlamış mıyım bu 10 maddeyi!..
affınıza sığınarak önereyim: seccadeyle gezmek ve atatürkçü olmak arasındaki olanaksızlığı anlatan feodal toplum ve ulusların zenginliği formunu ele alan bir anlatı hazırlarsanız ciddi ayrışma yaşanan bu günlere ışık olur.
BeğenBeğen