Oku

FA-ŞİST VE SOL-İST ORTAKLIĞI!.. (1)

FA-ŞİST VE SOL-İST ORTAKLIĞI!.. (1) “Aman ha aman, sakın ola ki dışarıda bir faşist, ırkçı, osmanlıcı, dinci bırakmayın, yoksa demokrasi elden gider.” Benden önce bir yazı, sonra da dizi tarzında yazı istenince, yukarıdaki tümceyi kurdum ve kendi kendime “Bütün yazıyı tek kerede anlattın be adam” diye hayıflandım. Neden böyle söylüyorum, çünkü Türkiye’de sol adı altında toplanan, bilhassa sosyalist ve sosyal demokratların yaptıkları bu. 70 yıldır sadece koalisyonlarla iktidara gelmiş CHP ve onu destekleyen sosyalist gruplar: Sosyalistlerin tartışılacağının söylendiği bir yazıda CHP yada SHP’nin ne işi var diyebilirsiniz bana ama o…

DAVUTOĞLU’NUN 10 MADDESİNDEN DE

KAN DAMLIYOR… DAVUTOĞLU’NUN 10 MADDESİNDEN DE KAN DAMLIYOR… 8 Şubat 2016 Önceki gün Belçika’daki Med Nuçe TV’ye davetliydim. Televizyon kanalından içeri girer girmez canlı yayına çıktım. Programı sevgili Erdal Er sunuyordu. 1 gün önce Paris’e gelmiş arkadaşımla uzun uzun konuşmuştuk. Cemil yılların deneyimine karşın bırakın yarını, yarım saat sonra ne olacağını bile kestiremiyordu. Esasında hepimiz aynı durumdaydık, yarım saatte bir trajikomik bir olayla karşılaşıyorduk. Paris’ten trene bindim ve Brüksel’e geldim, son 24 saat içinde olanları takip edemedim. Erdal Er, HDP eş genel başkan yardımcısı Alp Altınörs ile konuşuyordu. Yarım saatlik…

TEKNİK DİKTATÖR!..

TEKNİK DİKTATÖR… 31 Aralık 2016 Yeni yıla, yeni anayasa hazırlıklarıyla giriyoruz. Esasında yeni anayasa demek ne kadar doğru bilmiyorum, çünkü bu faşist 12 Eylül yasasında ne varsa, bitürlü tamamı değiştirilemiyor, hep madde madde değiştiriyorlar. Aklıma Ajda Pekkan geldi birden, yıllardır girmediği şekil kalmadı, burnunu değiştiriyor, bakıyor dudağına uymuyor, dudağını düzeltiyor. Ajda Pekkan’a bazen bakıyorum benden kısa, 1 hafta sonra basketçi gibi. Anlayacağınız bu anayasa da öyle bişey oldu, bitürlü tamamı yazılıp yerine konmuyor. Esasında bu anayasa değişim anlamında Ajda Pekkan’a benzese de, karakter olarak daha çok Fatih Terim’e benziyor. Bir…

HAKAN BAYRAKÇI’NIN DÜZMECE ANKETİ!..

12 Eylül darbesinden sonra seçim öncesi anketleri çok önemsenir bir noktaya geldi. Nunda büyük bir olasılıkla sosyal medyanın çok kullanılır duruma gelmesinin ve gazete okumayanların sosyal medyadan anket takip etmelerinin kolaylaşmasının da payı büyük. Hele zaten fazla okumayan toplumun sosyal medyayla beraber iyice gazete okuma oranının düşmesini de gözönünda bulundurursanız, sonuç daha çok netleşir. Ben hep Türkiye’de anket yapmanın zor olduğunu, sadece siyasette değil, hangi konuda olursa olsun, anket yaptıranların istediği bir şekilde sonuç alabileceği bir ülke olduğumuza inandım hep. Siyaset üzerinden değil de bir meta üzerinden anket yaptırmak isterseniz,…

CANAN KAFTANCIOĞLU YARGITAY KARARI

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.T.C.YARGITAY Ceza DairesiTÜRK MİLLETİ ADINAY A R G I T A Y İ L A M IEsas No : 2021/5283Karar No : 2022/2591Tebliğname No : 16 – 2020/67236İNCELENEN KARARIN;Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza DairesiTarihi : 23.06.2020Numarası : 2019/1553 – 2020/495İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2019 tarih ve2019/171 – 2019/322 sayılı kararıSanık : Canan KAFTANCIOĞLUSuç : Silahlı terör örgütü propagandası yapmak, Kamugörevlisine karşı görevinden dolayı hakaret,Cumhurbaşkanına hakaret, Türkiye Cumhuriyeti Devletinialenen aşağılamak, Halkı kin ve düşmanlığa…

SELAHATTİN DEMİRTAŞ’TAN MEKTUP

Sayın Ahmet Nesin, Aileniz ve sevdiklerinizle birlikte iyi olduğunuzu umuyorum. Beş yılı aşkın süredir siyasi rehine olarak cezaevinde tutulmama rağmen halka karşı duyduğum sorumluluğun gereği olarak zaman zaman düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşıyorum. Sizinle birlikte, çok sayıda aydın, sanatçı, akademisyen ve gazeteciye gönderdiğim bu mektubu da aynı motivasyonla kaleme alıyorum. Elbette ki mektubumun bir muhatabı da kendilerine ulaşamadığım tüm değerli demokrat aydınlardır. Değerli arkadaşım, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu uzun uzun anlatmaya gerek görmüyorum. Yaşananların zaten tanığı, bir yönüyle mağdurusunuz. Bulunduğunuz yerden bir arayış, bir çözüm umudu yaratma çabası içinde olduğunuzdan da eminim.…

ALİ NESİN’DEN MEKTUP

Sevgili Dostlar, Valilik banka hesaplarımızı bloke etti. Bu Vakıf’ta maaşlı çalışan var, okuyan, beslenen çocuk var demeden, acımasızca… Bir yere kaçtığımız, kaçacağımız da yok, devlet istediği zaman istediğini alır zaten. Banka hesaplarımızı bloke etmek en hafif deyimle ancak hoyratça bir tavır olabilir. Konuyu kısaca anlatayım. 2017’de sizlerin de katkısıyla komşu araziyi satın almış, böylece Nesin Vakfı’nı büyütmüştük. Babamın hayaliydi, gerçekleştirdik. Geçen yıl, İsmailağa cemaatinden olduğu anlaşılan Rabıta Vakfı yeni aldığımız bu arazinin hemen yanına yerleşti. Böylece onlarla komşu olduk. Eksantrik ve hatta sevimli bulduğum bu cemaatin yanı başımıza gelmesinden hiç…

SOROSTOPOL SAVAŞI YAŞANIYOR…

Sivastopol’un faşizmden çektiğini dünyada kaç bölge çekmiştir bilmiyorum ama haritaya baktığımda en güneyinde Foros olduğunu görüyorum. 2. Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından işgal edilmiş ve 1944’te Ukraynalılar tarafından kurtarılmış. Anlayacağınız son zamanlarda yaşadıklarımıza o kadar denk geliyor ki, o yüzden yaşananları Sorostopol Savaşı olarak değerlendirdim. Biliyorsunuz önce Osman Kavala Sorosçu olarak değerlendirildi ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldu, şimdi de içişleri bakanı Süleyman Soylu Soros olayına takıntılı durumda ve Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ’ı Sorosçulukla suçladı. Bunlarda “Başgan ne yaparsa, ben de aynısını yaparım” hastalığı var ama doğal olarak daha…

ERDOĞAN’IN HEDEFİ: BAŞKENT ISTANBUL…

“Öyle bişey bulmalıyım ki”, herkes için son söz bu değil midir, eğer aşkınızı açıklayacaksanız da, “Öyle bir tümce bulmalıyım ki” demez misiniz içinizden. İnsanoğlunda “Öyle bir” hiç bitmez. Bu durum kimi durumlarda iyi, kimi durumlarda da esasında sizi ve çevrenizi felakete götürecek bişeydir. Çünkü bunu söylemeye başladığınızda devamı çok önemlidir, ya egonuzla bağlantılıdır yada söylediğiniz kişi yada kişileri mutlu edecek bişeydir. Egonuzla bağlantılı olduğunda -ki geri kalmış ülkelerde daha çok böyle olur- ya yakın çevrenizi yada halkınızı mutsuz edersiniz, bulunduğunuz konuma göre değişir. Aşkı, kültürü, edebiyatı, müziği, aklınıza gelecek herşeyi…

FAŞİZMLE OMUZ OMUZA LİBERALLİK!.

Türkiye’de, daha doğrusu Osmanlı’da liberalizmin ilk olarak 5. Murad ile başladığı söylense de kendisi sadece 93 gün iktidarda kalabilmiş, zihinsel rahatsızlık nedeniyle görevden alınmıştır. Gerçekten rahatsız mıydı, yoksa döneme göre demokrat kararlar almaya başladığı için görevden alındı, tam olarak bilinmemekte. Daha sonra önemli liberal diye adlandırılan kişi 1. Meşrutiyet dönemini başlatan Mithad Paşa geliyor. Bu dönem belki de siyaset anlamında Osmanlı’nın Batı siyasetinden etkilendiği ilk dönemdir. Bu dönem ilginçtir, Türklerin, Rum, Ermeni, Yahudi, Kürt ve Arap’larla eşit insan muamelesi görmesinin başlangıcıdır. Doğal olarak tartışma Türklük’ten çok Müslüman’lara dış etki yada…

SEN HAPSEDİLDİĞİNDE FAŞİST ABİ!..

Bugünlerde en çok tartışılan konulardan biri hukukun yada adaletin bigün herkese lazım olacağı üzerine. Bu tartışma gerçekten doğru mu, yoksa bisürü konuda olduğu gibi, bunda da tavuk-yumurta ikilemine mi gideceğiz. İkilemden kastettiğim şu, önce hukuk mu düzelecek de ardından bizler demokrasiye kavuşacağız, yoksa azıyla da olsa demokrasiye geçiş adımı atıp, onunla beraber hukuk ve adaleti düzeltip kurmak istediğimiz demokrasiyi güçlendirmeye çalışacağız. Ben ikincisinden yanayım, çünkü demokrasiye inanmayanların da hukuku değiştirebildikleri bir ülkede doğdum, büyüdüm, yaşlılık sınırına dayandım sayılır. Tek parti olarak CHP kuruldu ve demokrasi adına tek partinin içinde değişik…

TÜRKÇE KONUŞAN GÜRCÜ KÖKENLİ VATANDAŞIMIZ ERDOĞAN!..

“Kürt diye bişey yoktur, dağda yürürken kart-kurt ses çıkarttıkları için dağ Türklerine Kürt denir” çığırtkanlığıyla başlayan saçmalık, sonunda “Türkçe konuşan Kürt kardeşlerimiz”e kadar geldi. Bu “Kart-kurt” yaklaşımını dedikodu sananlara açıklayayım, bu yaklaşım askeriyenin el yada cep kitapçığında var ve hatta bunu emekli orgeneral Turgut Sunalp’in yazdığı söylenir. Sunalp de derin devletin önemli kişilerinden biri ve Kenan Evren’in 12 Eylül darbesi sonrası parti kurduttuğu sözümona demokrat işkenceci. Öyle demokrat ki, işkencede demokrasiyi anlatmak için, “Sanıklara jop sokmaya gerek yoktu, bu işi yapmak için aslan gibi asker delikanlılarımız vardı” diyen birisi. Türkiye’ye…

IRKÇI DEMOKRATLAR!..

“Irak’ın kuzeyinde yürütülen Pençe-Kilit operasyonunda, dualarımız kahraman ordumuzla birlikte. Allah bu mübarek ayda, Mehmetçiğimizin ayağına taş değdirmesin” diye bir açıklama yaptı dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Pençe-Kilit Operasyonu nerede yapılıyor, Irak’ın kuzeyinde Zap-Metina ve Avaşin’de, yani Türkiye’de değil, sınır ötesinde, başka bir ülkede yapılıyor. Gelelim 26 Ekim 2021 tarihine, Artı Gerçek’in haberi aynen şu şekilde: “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısındaki açıklamalarının ardından CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini uzatan tezkereye hayır oyu vereceklerini duyurdu. AKP, MHP, DEVA Partisi ve İyi Parti’nin…

ENFLASYON HAPİSLE DÜŞECEK!..

“Etme cahil ilen sohbet küstürün, cam kırığınla götün silme kestirin” çok sevdiğim bir Milas deyişidir. İlk olarak kaç yılında söylenmiş, bilmem olanaksız ama sanki Recep Tayyip Erdoğan iktidarı geleceğini biliyorlarmış da, ondan söylemişler gibi geliyor bana. Gerçi tek başına AKP’ye yüklenmek de haksızlık sayılır, çünkü öncesinden Kenan Evren-Turgut Özal ikilisiyle başlayıp, Tansu Çiller’le devam eden bir grup var ki, hepsi birbirinden cahil. Şu an bir genel kültür yarışması yapılsa ve yarışmacılar parti liderlerinden seçilse, çıkan sonuçtan sonra büyük olasılıkla %90’ı elenir gibi geliyor. Genel kültür önemli mi diye sorabilirsiniz ama…

DEVLETİN ADAYI MANSUR YAVAŞ…

“Halk onu istiyor” “Anketlerde en çok oyu o alıyor” Buna benzer bisürü tümce yazabilirim ama siz ne demek istediğimi anladınız. Senaryo çok kolay gibi gözükse de esasında karmaşık yada satranç gibi. Satranç gibiden neyi kastediyorum, anlık hareketler dediğiniz yada sandığınız şeyler, esasında çok önceden planlanmış ama bunu hepsini gördükten sonra çözümleyebiliyorsunuz. Önce daha önce de olduğu gibi ve Ethem Sancak’ın dediği gibi ABD Recep Tayyip Erdoğan ve beraberinde AKP’yi çok önceden hazırlıyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanı olması için çok basit bir plan yapılıyor. CHP, SHP ve DSP sosyal demokrasi…

DELİK PREZERVATİF ÜLKESİ!..

2006 yada 2007 yılıydı, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesine ramak kalmıştı. Herkes mutluydu ama en çok liberaller mutluydu, onlara göre Recep Tayyip Erdoğan’dan daha demokrat bir başbakan gelmemişti. İşler tıkırındaydı, o hafta işkence üzerine önemli işlemler yapıldı mecliste. Ancak kafa aynı kafaydı ve o hafta karakolun birinde Aydın adında bir genç polislerce dövülerek öldürüldü. Ben o sıralar Paris’te 15 günlük bir dergide yazı yazıyordum. Fransa’daki Türk öğrencilerin kurduğu bir dernek, Fransız gençleriyle bir toplantı yapacaktı. Ben de dergi adına izlemeye gittim. Fransız bir üniversiteli elinde mikrofonla dolaşıp Türkiyelilerden nereli olduklarını soruyordu.…

MERHABA…

Paris’te ilticacı olarak yaşarken 2008 yılında kurmuştum ilk yazı sitemi ve 2016 yılına kadar aralıksız yazılar yazdım. Gazeteciliğin bu türünü ilk kez yapıyordum ve çok da hoşuma gitmişti. Bu kadar hoşuma gitmesinin nedeni neydi diye düşünüyordum geçen akşam ve sonunda buldum. Ben yalnızdım, özgürdüm, yazdığımın hesabını sadece kendime veriyordum ve düşüncelerimden dolayı iktidar dışında kimseye rahatsızlık da vermiyordum. Elbette yazdıklarımı tartıştığım onlarca insan oldu ama sonuçta onlar benim düşüncelerimdi ve tek başına sorumlusu bendim. Çok kişinin çalıştığı basın yapısına geçince işler pek de öyle gitmiyor, sadece kendinizden değil, başkalarından da…

6-7 EYLÜL’DE BABAN MİLLETVEKİLİYDİ PERİNÇEK!

“Kulüp” dizisi oldukça ses getirdi, bu kadarı bekleniyor muydu, diye soracak olursanız ben bekliyordum açıkçası. Yazılanların büyük çoğunluğu olumlu yönde ama ilginç bir eleştiri gelmiş, o da Aydınlık Gazetesi’nden. Vatan Partisi genel başkan yardımcısı Utku Reyhan çok kızmış diziye ve kendince döktürmüş ama kulak dinlemeye de çok kızmış. Utku Reyhan dizide sadece 1 derin devlet adamı görmüş ama nedense bana pek de öyle gelmedi. Ayrıca 1 kişi bile olsa, böyle durumlarda olay sembol olarak verilebilinir ve amacına ulaşır. Neyse, zaten benim derdim Utku Reyhan’ın 6-7 Eylül Katliamı’na bakış açısı değil,…

NE BARIYONUZ LEYN, DOLARDAN BOL NE VAR!..

Erdoğan gidene kadar bir kenarda kalsın, tutturdunuz bir dolar, alın size dolu dolu dolar. Merkez Bankası faizi %15’ten 14’e indirince dolar da ters orantılı olarak 14’ten 15’e çıktı. Bir de bu adam iş bilmiyo dediler 1 Avustralya Doları                            10,8995 1 Kanada Doları                                 11,9814 1 Yeni Zellanda Doları                       10,5436 1 Doğu Karayip Doları                       5,72 1 Bahama Doları                                15.4487 1 Belize Doları                                   7,6377 1 Bermuda Doları                               14,8083 1 Brunei Doları                                  11,34 1 Cayman Adaları Doları                   17,7954 1 Guyana Doları                                 0,074 1 Hong…

SWAP ANTLAŞMASINDA SWAP DOLANDIRICILIĞI YAPILIRSA…

Biliyorsunuz Katar ile swap anlaşması yapıldı. Swap anlaşması genelde 2 ülkenin merkez bankası arasında yapılan bir anlaşmadır. X ülkenin ekonomik durumu kötüye gittiğinde, o ülkenin merkez bankası kendisinden daha iyi ekonomisi olan bir başka ülkenin merkez bankasıyla anlaşmaya oturur. Bu bir anlamda bir para satın alma işlemidir. Ekonomisi kötü olan ülke kendi parası karşılığında diğer ülkeden döviz yada kendi parasını satın alır. Satan ülkenin kendi parası güvenilir ve işe yararsa onun üzerinden, değilse daha çok dolar üzerinden yapılır. Swap anlaşmasındaki kriter şudur, ekonomisi kötü olan ülkenin döviz yada dolar üzerinden…

ADEM’LE HAVVA MI, RECEP’LE EMİNE Mİ?

Bilgin, mucit, akademisyenlerin dediklerine yada Milattan Önce yada Milattan Sonra dediklerine bakmayın siz. Ayrıca Taş Devri’ni, Yontma Taş Devrini yada Cilalanmış Taş Devrini de ciddiye almayın. Ama esas olarak Adem’le Havva olayına da fazla kulak asmayın derim, esasında tarih Recep-Emine dönemiyle başladı. Dün Erdoğan bunu kanıtlamak için “Her ne kadar kadınlarımız seçme ve seçilme hakkını 1934 yılında elde etmişlerse de haklarını özgürce kullanmaya AK Parti ile başlamışlardır” diye bir açıklama yaptı. Recep-Emine dönemiyle başlayan bu zaman biriminde neler oldu: Erdoğan önce hırsızlık yapmayacağını açıkladı, çünkü bu o tarihe kadar fazla…

UTANMAZ ADAM’IN UCUZ İÇİŞLERİ BAKANI…

Ana muhalefet partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün TÜİK’ten bir randevu istedi. TÜİK randevu talebine yanıt vermeyince bu sabah 11.00’de orada olacağını açıkladı Kılıçdaroğlu. Bu sabah bir gitti ki, kapı duvar ve içeri alınmıyor. Bu emir büyük olasılıkla nam-ı diyar Uzun Adam Erdoğan, bana göre artık Utanmaz Adam Erdoğan verdi. Kılıçdaroğlu oraya gittiğinde TÜİK başkanı camdan seyrediyor olacakları hiç utanmadan. Kim olduğunu bilmediğim birisi kapı dışına çıkıyor ve Kılıçdaroğlu’nu içeri alamayacaklarını söylüyor. Rezillik başlayınca doğal olarak içişleri bakanı Süleyman Soylu hemen kaşınmaya başlıyor, kovulmamak ve ön plana çıkmak için bişeyler…

DOĞUMUMU ALİ’YE BORÇLUYUM…

Anneannemden ve hiç görmediğim babaannemden büyüğüm yıllardır. Bu mantığı babamdan öğrenmiştim. Ya Nazım Hikmet’ten yada Kemal Tahir’den büyük olduğu yaşa girdiğinde söylemişti bunu. Bugün doğum günümle ilgili tebriklere bakarken farkına vardım, sevgili dostum şair Refik Durbaş’ın da ölüm yıldönümüymüş. 65 yaşına adım atmakla, Refik gibi birisinin acısını yaşıyorum şu an. Yaşamını yitirdiğinde benden 13 yaş büyüktü, bugünse sadece 10 yıl. 75 olursam beraber kutlayacağız 75’e girme yılımızı. Bugüne değin hiç anne yada babanıza “Beni neden doğurdunuz” diye soranınız oldu mu bilmiyorum ama ben de sormadım. 6 yıllık Fransa ilticamdan sonra…

‘JİTEM TURKEY’İN KİMLİĞİ AÇIKLANDI…

Derin Devlet’in çok kısa bir tarifi var esasında, “Derin Devlet’i yakınınızda arayın, askeriye ve uzakta şart değil” Bunu esasında en güzel Bülent Ecevit’in Milliyet Gazetesi’yle yaptığı bir söyleşide görürüz: “Özel Harp Dairesi”ni zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar’dan öğrendiğini söylüyordu. Ecevit’in röportajda kaydettikleri şunlardı: “1974’teki başbakanlığım sırasında, zamanın Genelkurmay Başkanı rahmetli Orgeneral Semih Sancar başbakanlığın örtülü ödeneğinden acil bir ihtiyaç için birkaç milyon istedi. Benden istenen miktar örtülü ödenekteki paranın tümüne yakındı… Genelkurmay’dan bu paranın ne amaçla istendiğini sormak zorunda kaldım. ‘Özel Harp Dairesi için istiyoruz’ yanıtı geldi. Öyle bir…

DEMİRTAŞ’IN KİTAPLARI TERÖR ŞUBEDE…

Zaman zaman faşizmin bir sınırı var mıdır diye düşünürüm, oysa faşizmin kendisi böyle bir sınırı olmadığını ve hep daha beterini yapacaklarını o kadar net anlatır ki, benimkisi boş umut olarak kalır yanında. Türkiye’de hep yasaklı yazarlar ve kitaplar oldu, hatta Salman Rüşdi’nin “Şeytan Ayetleri” kitabının basılması meclis tarafından bile yasaklandı. Bunlar hep matbaanın yasaklı dönemden kalma sorunlar, kitap ve gazeteyi batıdan 300 yıl sonra yayınlarsanız, sonuçta bu zihniyet fazla yadırganmayan bir zihniyet olarak kalır ve meclisin çoğunluğu parayı basan yerli ve milli vatansever salaklarla dolar. Baktılar ki kitap insanların aydınlanmasına…

EKONOMİNİN MGK’DA İŞİ NE?

Ben Türkiye kadar mizaha yada kara mizaha yatkın bir ülke daha görmedim. Dün Milli Güvenlik Kurulu toplandı ve batmakta olan ülke ekonomisini masaya yatırdı. Masaya yatırdı ama MGK’da kimler var, önce ona bakmak gerek. Milli Güvenlik Kurulu: Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanı Yardımcıları Adalet Bakanı Milli Savunma Bakanı İçişleri Bakanı Dışişleri Bakanı Genelkurmay Başkanı Kara Kuvvetleri Komutanı Deniz Kuvvetleri Komutanı Hava Kuvvetleri Komutanı Bu listede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dışında ekonomiden anlayan (Ben onun yalancısıyım) kimse yok. Bütün gazeteciler, analistler, akademisyenler MGK’nın kapısında yada internetin başında çıkacak kararı bekliyor. Aziz Nesin’e hayran, onu…

YENİ SİTEYE HOŞGELDİNİZ ve EB’NE NEDEN GİREMEYİZ

2003 yılında Paris’e geldiğimde ve iltica işlerim bittikten sonra iş anlamında ne yapacağımı düşündüm uzun süre. Türkiye’de gazetecilik ve yayıncılık dışında bir işim olmadı ve bunları yurt dışında gerçekleştirmek sanıldığı kadar da kolay değil. Tabii bunların dışında tek başınıza kalacak bir yer bulmanız ve bulunduğunuz ülkenin dilini konuşmanız gerekiyor. İsviçre Lozan’da kısa dönem (1,5 yıl) lise okudum, Fransızcam var ama yine de 1975 yıl, 28 yıl konuşmadığım için o korku yine var üstümde. Kısa süre sonra attım bu korkuyu ama yine de resmî bütün konuşmalara Fransızcası benden iyi bir arkadaşımla…